Şeker (Tip2) Diyabet Ameliyatı

Şeker Ameliyatı, Değişen yaşam tarzı ve beslenme düzenine bağlı olarak dünyada en sık karşılaşılan hastalıklardan bir tanesi de şeker hastalığı yani diyabettir. Şeker hastalığının tedavisi günümüzde metabolik cerrahinin de gelişmesi ile birlikte çok kolaylaşmıştır.

Şeker hastalığının tedavisinde ameliyatın uygulanması hasta ve doktorun ortak kararı ile belirlenmektedir. Hastalığın hastanın günlük hayatına etkisi ve komplikasyonları bu kararda büyük rol oynamaktadır. İstanbul Cerrahi’de Doç. Dr. Hasan Abuoğlu ve Doç. Dr. Mehmet Kamil Yıldız hastanın durumunu gerekli test ve muayenelerle değerlendirerek bu konuda son derece konforlu ve güvenli bir tedavi ortamı hazırlamaktadır.

Şeker hastalığı Tip1 ve Tip2 olarak ikiye ayrılmaktadır. Tip2 hastalar insülini yeterli seviyede salgılayamazken Tip1 şeker hastaları insülini hiç salgılayamazlar. Tip1 şeker hastaları insülin salgılayamadıkları için ameliyat olmaları bu durumu çözmeyecektir. Bu yüzden Tip2 hastalar ameliyata uygundur.

Tip 2 diyabet hastalığı bulunan hastalarımıza ameliyat için belirli tetkikler yapılmaktadır. Tetkikler ve incelemeler sonrasında sıkıntı yoksa ameliyat kararı verilmektedir. Böylece hastanın şekeri normal sınırlara gelmektedir. Yüksek kan şekeri seviyesine bağlı ortaya çıkabilecek komplikasyonların (damarsal tıkanıklıklar, kardiyak problemler, böbrek yetmezliği, görsel ve işitsel sorunlar, psikolojik problemlerin vb) önüne geçilmektedir.

Şeker Ameliyatı zor geçen bir cerrahi süreç değildir. Ameliyatın ardından beslenme konusunda doktorların tavsiyeleri dikkate alınmalıdır. Ameliyat sonrası belirli sürelerle sıvı gıda dönemi, püre gıda, yumuşak gıda dönemi vardır. 1. ay sonunda normal gıdayla beslenmeye geçilmektedir. Ameliyat sonrası hastanın gıda alımı oldukça sınırlanmakta, erken doygunluk hissi oluşmaktadır. Tıkanma hissi sonrası gıda alımı kesilmelidir hastalar gıda alımı konusunda kendilerini zorlamamalıdır.

Şeker hastalığı ameliyatının ardından normal kiloya ulaşan hastalar, bununla birlikte şeker hastalığına bağlı ortaya çıkmış rahatsızlıklardan kurtulurlar. Aynı zamanda hastalar ilaç ve insülin kullanmak zorunda kalmaz ve hayat kalitelerinde gözle görülür düzelme gerçekleşir.